Çocukken bir arkadaşım vardı, sadece ön dişlerini fırçalardı. Arka taraftaki dişler nasılsa fazla gözükmüyor diye. O zamanlar garip geliyordu bu davranışı ama neden öyle yaptığını şimdi anlıyorum. Çürümeyi kimsenin taktığı yok aslında, çürümekten zevk alıyoruz. Yeter ki o çürükler görünür bir yerde olmasın.

Bize bir şey öğretebilecek tek hoca var, utanç. Yirmi küsur yıl okuduk, yüzlerce hoca gördük, hangileri aklımızda kaldı, bizi en çok utandıranlar. Bütün sınıfın önünde yüzün kızardığında aldığın dersi en süper okulları bitirdiğinde alamazsın. Sınıfın en tembeli bile olsan orada idrak edilmesi güç bir sırra vakıf oluyorsun çünkü. Esaslı bir bok yediğinde, çürükler ortaya çıktığında yani, bütün toplumun sana karşı nasıl tek yumruk olduğunu orada öğreniyorsun.

Toplum derken anne baba da dahil buna. En sevilen haber ne, çocuğunu kolundan tutup polise teslim eden baba. Yahut çocuğunu polisin elinden alıp dövmeye devam eden anne. Gazetecilerin kafası genelde az çalışır. Çok fazla bilgi akışı var çünkü; motor hararet yapıyor, sentez yeteneklerini kaybediyorlar. Ama bu mesleki deformasyona rağmen bütün basın mensuplarının çözdüğü bir sır var. En sahici hikayenin en çürük hikaye olduğu sırrı.

Çocuğunu polise teslim eden ana baba haberinin neden rağbet gördüğünü çok iyi biliyorlar. Karısını polise teslim eden koca haberi böyle rağbet görmez ama. Kocasını ele veren kadın haberi de. Hırsızın karısıdır artık o yahut katilin kocasıdır. Doğal suç ortağıdır. O ittifakı hiçbir ihanet bozamaz, hiçbir devlet bozamaz. Çünkü evliliğin temel prensibi bu, yardım ve yataklık etmek.

Belki de insanlar topluma karışmak için değil, topluma karşı iki kişilik bir savunma hattı kurmak için evleniyorlardır. Belki de çürümeyi paylaşmak için. Kim bilir.

Bir seferinde evlilik teklif etmiştim. Evet ya da hayır gibi rutin bir cevap bekliyordum ama başka bir soruyla karşılaşmıştım. Neden? Beraber çürümek yalnız çürümekten iyidir. Bunun içindi. Bunu söyledikten sonra kabul ettirmesi zor tabii.

Hikayem Paramparça, Emrah Serbes (Sayfa 59)