Ben her şeyden önce gazeteciyim. Bir gazetecinin bir markanın reklamını yapmasını etik bulmuyorum.

Dinci partinin özgürlük getireceğine inanıp yıllarca destekleyen liberal solculardır bugün çekilenlerin nedeni. Akp değişmedi, rol yaptı.

Belediye başkanları kentlerde alkollü içkiyi yasaklamaya cesaret ediyor, bütün Batı medyasında Türkiye’den artık “Müslüman demokrasi” diye söz ediliyor, anayasasında sözde de olsa hâlâ laik olduğu yazan bir ülkede Başbakan “tek din” nutuğu atıp, tepki gelince “dilim sürçtü” diyor; ama sol görüşlü bir gazeteci muhafazakarlaşmayı temel sorun olarak görmüyor.

Emperyalizm karşıtlığını ağzına almayan solcu olamaz. Ama bugün hiçbir şekilde emperyalizme direnmeyen, aksine onunla bütünleşmeyi düstur edinmiş insanlar kendilerine solcu diyorlar.

Şiddeti ve zulmü tümüyle hayatından çıkarmak isteyen; hayvanların yaşam hakkına saygı duyan ve bu nedenle de uçan, koşan, yürüyen, yüzen, gözleri ve bir annesi olan hiçbir canlıyı yemem diyen barışçıl bir insan olsanız da, genel tercihin dışındaysanız, yalnız kalırsınız. “Acaba Türkiye’deki tek vegan ben miyim?” diye düşündüğüm çok olmuştur. Bu gibi durumlarda çok önemli bir soruyu kendinize sorup tercihinizi tekrar net şekilde ortaya koyarsanız, yalnızlığı da aşarsınız: “Yalnızlık mı, vicdan huzursuzluğu mu?”

Ülkenin siyasi İslam’ın baskısının altına alınması, hukuku geri plana iten, otoriter bir yönetim doğurdu. Dubaileştirme, rant peşinde gözü dönen kapitalist açgözlülüğün sonucu. İkisi de kuşkusuz Türkiye’nin temel sorunudur.

2. Cumhuriyetçiler daha yüzeysel ve anakronik bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar olaylara. Ne sosyalist ne de antiemperyalist hiçbir çıkış duymuyoruz onlardan. Aksine küreselleşmeyle, kapitalizmle barışık bir söylem kullanıyorlar. En önemli ayrım burada. 2. Cumhuriyetçilik düşüncesi, küresel kapitalist hareketle uyumlu, onun uydusu olmayı içine sindirmiş.

Elbette bana göre ideal bir dünyada herkes vegan olurdu. Ama içinde yaşadığımız dünya birçok açıdan berbat durumda; ideal olmaktan çok uzak. O nedenle her fırsatta hayvan haklarını savunsam da, benim kendi yaşam tarzımı başkalarına dayatma gibi bir tavrım olamaz. Herkesin yaşayacağı tek bir hayatı var ve onu kendi düşünceleri, duyguları, vicdanı doğrultusunda kurgulayacaktır.