-Kurallar koyup sınırlar çizip kendi varlığını korumak üzere geri kalan her şeyi yok etmeye hazır, korkusuz görünen ama aslında korkuyu su gibi içen, korkuyla beslenen bir avuç bakteriyiz biz… Toplum denilen şeyse insan denilen bakterinin iletişimde olmasını garantileyen bir sistem sadece.Tüketimi kolaylaştıran bir sistem. Üretmesen de var olabilmeni sağlayan şey. Kaçımız tükettiğimiz şeyleri üretebiliyoruz? Bir tohumun nasıl filizlendiğini bile bilmiyoruz. Sanki yasaklanmış bir bilgi bu. Yaşamdaki en önemli şey, beslenebilmen asla öğretilmiyor! İnsan toplumsal bir yaratıktır demek, insanın bir parazit olduğunu söylemektir. İnsan, toplumdan bağımsız bir birey olarak da çok güzel hayatta kalabilir, sadece akıllı ve planlı olsun ve üretsin.

-Nasıl olacak bu? Ormanda bireysel olarak yaşıyor olsaydık çocuk felci aşısını nasıl bulacaktık?

-Bulamayacaktınız çünkü doğanın natürel elemesine saygınız olacaktı.

-Ne yani çocuk felci olan çocukların, bu o kadar da güçlü değilmiş, deyip ölmelerine izin mi verecektik?

-Bizim hiçbir şeye izin vermeye falan yetkimiz yok. Yaratmak ya da engellemek için değil, deneyimlemek için buradayız. Eğer doğanın içinde, teknolojimizi doğallıkla birleştirebiliyor olsaydık belki de çocuk felci diye bir hastalık bile olmayacaktı. Günümüzde hastalıklar deforme edilmiş doğanın sonuçları ya da biyolojik olarak geliştirilmiş insan yapımı denemeler. Yani doğal değiller…

-Bu dediklerin sorumu cevaplamıyor ki…

-Doğa zayıfı koruyan bir sistemle değil, gelişmeye sonuç veren bir sistemle oluşturulmuş. Doğanın sistemi, gelişime kapalı olanın elenerek, ortamın gelişime açık olana hazırlanmasıyla işler. Üretmektir, verimliliktir temel amaç. Yani zayıf, defolu olan gider ve yerine sağlam, yardım olmadan yaşayabilen, üreyebilen gelir. Üretebilenin hayatta kalması temel esastır.

Doğanın ölçüsü, para dediğimiz bir kağıt parçasının kimde olduğu değil, dünyanın daha verimli bir yer olmasına yardım edenlerin ve kendi yükünü taşıyabilen canlıların var olabilmesidir. Sen belki çocuk felcine çare bulup binlercesini “toplumun” sayesinde kurtarabiliyorsun ama yine aynı toplum tarafından feda edilen, hem de açlığa feda edilen, milyonlarcası için ne yapıyorsun…Senin medeniyetin, koruduğundan çok daha fazlasını göz göre göre telef eden küflenmiş bir sistemle çalışıyor! Kendin söylüyorsun, dakikada 10 çocuk öldürüyor bu toplum! Acımasız gelebilir ama belki de o çocuklar hiç doğmamalıydılar.

Yaşam daima eliyor, eleyecek de! Ben sadece mantıklı, pragmatik elemeden yanayım.

Fi, Akilah Azra Kohen (Sayfa 242)

Benzer Kitap Sözleri

  1. Hakan Urgancı: Mutlu olmanın yolu; Yaşadığını hissetmekten geçiyordu…
  2. Franz Kafka: Neden içsel yaşamı bir rüyaya benzetiyorsun?
  3. Arif Nihat Asya: Eni olmazsa bir ömrün, boyu olmuş ne çıkar.
  4. Anonim: Kısa Kitap Sözleri
  5. Anonim: Düşündüren Kitap Sözleri
  6. Anonim: Ünlü Kitap Sözleri
  7. Anonim: Twitter Kitap Sözleri
  8. Can Dündar: Can Dündar’dan evlilik üzerine
  9. Anonim: Kartallar ve İnsanlar
  10. Anonim: Hayat ve Engeller ile ilgili muhteşem bir hikaye!