Bir sabah lojmanın önüne bir kamyonet geldi, evdeki eşyaların bir kısmı sessizce kamyonete yüklendi. Eşyalar yüklenirken yardım etmedim. Bir kenarda ellerim çenemde, oturup sessiz sessiz seyrettim.

İçimde bir ağlama duygusu kabarıyordu, ama ağlamaya bile gücüm yoktu, çocuk kalbimle kırılmış, incinmiştim. Bütün güvenim zedelenmiş, bütün sevincim sönmüştü, devamlı yutkunuyordum. Ben öğretmenim de gidecek sanıyordum oysa giden eşi ve oğlu oldu.

Eşyalar gittikten sonra herkes dağıldı. Akşam olmak üzereydi.

Bu sefer çiseleyen yağmur hiç birimizi mutlu etmiyordu. Ben de ninem kızar diye eve gidecekken, birden geri döndüm, çocuk yüreğimle öğretmenimin o anda ne kadar üzgün olduğunu hissedebiliyordum. Öğretmenimi çağıracaktım, “bize gidelim öğretmenim, ninem sizin sevdiğiniz yoğurt çorbasından yaptı.” diyecektim. Aslında bilmiyordum ninem ne yemek yaptı, yoğurt çorbası yapmadıysa da ben yaptı sandım diyecektim, kafamda bunları kurarak eve yaklaştım.

Cesaret edip kapıya vuramadım, dolandım, pencereden seslenmeyi düşündüm, uzandım pencereye ve o anda ömrüm boyunca unutamadığım o sahneyi gördüm. Ömer öğretmen yarı boş odada, bir sandalyeye oturmuş ağlıyordu. Dondum kaldım. İlk kez bir öğretmenin ağladığını görüyordum. O ki her şeyi başaran, her şeye göğüs geren, bize hayatı sevmeyi öğreten, şarkılar söyleten, bizimle top oynayan, şiirler ezberleten, gülen, güldüren adam.

Oraya, pencerenin altına çöktüm ben de ağladım, ağladım, ağladım… Ve ben bu sırrı çocuk kalbimle hep taşıdım, yıllarca kimseyle paylaşmadım.

O bizimle kalmıştı. O, ailesini değil bizi seçmişti, bırakamamıştı bizi, o öğretmenliğin en zor olanını seçmişti; köy öğretmenliğini…

Yıllar sonra, “Sadece bir yıl daha ver, sonra gideriz, bu çocuklar okuyacak, içlerinde çok zekiler var, yazık olur gidersem, bir sene daha, sadece bir sene daha kalalım.” dediğini, ama eşinin kendisini dinlemediğini anlatacaktı bana. Bizimle kaldı, bizi parasız yatılı sınavlarına götürdü, ümit bağladığı öğrencilerin çoğu sınavı kazandı.

Belkide köyümüz, tarihinde ilk defa en başarılı öğrencilerini o yıl verdi.

Kelebeğin Rüyası, Kolektif (Eğitim Bir-Sen Yayınları)