Sonra sinemada oturup öne eğiliyorlar heyecanla. War Correspondent (savaş muhabiri) adında vasat bir film izledikleri; her türlü çatışmanın altı bin mil uzağında, muhtemelen insanların savaşı hiç görmediği bir yerde çekilmiş.

Film yalnızca yakışıklılığı, zekası, cesareti ve laf oyunlarıyla Nazi Almanyası’nın bütün güçlerini bozguna uğratan bir savaş muhabiriyle ilgili. Muhabir Gestapo’yu ve Alman ordusunu muma çeviriyor. Tam Flynn’lik.

Peki, üstlerine bombalarla kurşunlar yağdırılan, göklerdeki düşmanları vuran, sonra da çorap yamayan bu kızlar, savaşın ne olduğunu bilmeyen bu dandik savaş filmini küçümsüyorlar mı? Aksine, koltuklarının kenarlarına tünemiş heyecanla izliyorlar.

Gestapo’nun kıt beyinli adamları kahramana sessiz sessiz yaklaştığında kızlar çığlık çığlığa bağırıyor onu uyarmak için. Perdede gördükleri şey onlara bu akşamüstü yaşadıklarından daha gerçekçi geliyor.

İyi, güzel ve gerçek olan tek kişilik bir Dunkirk Savaşı’ndan taranmış saçları ve tertemiz takım elbisesiyle çıkan bu kahraman.

Bir Savaş Vardı, John Steinbeck

Benzer Kitap Sözleri

  1. Ahmet Şerif İzgören: Bir bilgi huzmesi kapının altından içeri sızdı!
  2. Sinan Akyüz: Allah bana bir daha böyle bir zafer göstermesin!
  3. Necip Fazıl Kısakürek: İmparatoruna kurşun çekecek kimse buyursun!
  4. Turgut Özakman: Beni affedin, özür dileyemem!
  5. Halide Edip Adıvar: Çevikliğinden dolayı ona Tayyar adı verilmişti.
  6. Khaled Hosseini Sözleri: Ameliyathanelerde, kollar, bacaklar narkoz verilmeden kesiliyor.
  7. Anonim: Yüzyıl Savaşları ne kadar sürdü